|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden vazgeçme |
trade-off i.
|
|
2 |
Genel |
kabala' da kehanette bulunmaya yarayan sayılar elde etmek için harflerin yerine onlara denk düşen sayılar koyma |
gematria i.
|
|
3 |
Genel |
kişinin kendi çıkarları doğrultusunda bir şeyi elde etmek için gösterdiği sahte sevgi |
cupboard love i.
|
|
4 |
Genel |
bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden vazgeçme |
tradeoff i.
|
|
5 |
Genel |
kazanç elde etmek, altın ve maden keşfetmek amacıyla güney amerika'ya giden, köleleştirmek için yerli halkı avlayan portekiz kaşif |
bandeirante i.
|
|
6 |
Genel |
şeker kamışı suyundan şeker elde etmek için kullanılan kazanlar |
teache i.
|
|
7 |
Genel |
bölgedeki iş ya da politikalardan kişisel çıkar elde etmek için bir yere yerleşen kimse |
carpetbagger i.
|
|
8 |
Genel |
avantaj elde etmek için geciktirme |
temporizing i.
|
|
9 |
Genel |
amerikan yerlilerinde kabile şifacısının sağlık, av, savaş gibi meselelerde arzulanan sonuçları elde etmek için yaptığı büyü |
medicine i.
|
|
10 |
Genel |
servet ve mevki elde etmek için güzelliğini ve cazibesini kullanan kadın |
hetaera i.
|
|
11 |
Genel |
lekeli bir görünüm elde etmek için kullanılan boya fırçası |
mottler i.
|
|
12 |
Genel |
çevredeki kırsal bölgeye hakim bir nokta elde etmek için bahçeye inşa edilen yüksek alan |
mount [obsolete] i.
|
|
13 |
Genel |
(uzay uçuşunda) çekim alanı sayesinde enerji elde etmek için gezgin bir cisme yakın geçen güzergah |
gravity-assist i.
|
|
14 |
Genel |
belirli bir sonuç elde etmek için peş peşe yapılan iki hareket |
one-two punch i.
|
|
15 |
Genel |
altın rengi elde etmek için sülfür dioksit uygulanan bir kuru üzüm çeşidi |
golden raisin i.
|
|
16 |
Genel |
belirli bir duyusal sonuç elde etmek için yapılan aktivite |
sensory activity i.
|
|
17 |
Genel |
elde etmek için bütün gayretiyle çalışmak |
gun for f.
|
|
18 |
Genel |
melez elde etmek için çiftleştirmek |
mix f.
|
|
19 |
Genel |
(bir şey elde etmek için) birisiyle arkadaş olmak |
buddy up f.
|
|
|
20 |
Genel |
(bir şey elde etmek için) birisiyle samimiyet kurmak |
buddy up f.
|
|
21 |
Genel |
iç yağı elde etmek için hayvanları semirtmek |
tallow f.
|
|
22 |
Genel |
şahsi kazanç elde etmek için resmi işi kötüye kullanmak |
job f.
|
|
23 |
Genel |
melez elde etmek için çiftleştirmek |
miscegenate f.
|
|
24 |
Genel |
(farklı cinsten ürünleri) homojen ürün elde etmek için karıştırmak |
bulk f.
|
|
25 |
Genel |
kadavra elde etmek için boğarak öldürmek |
burke f.
|
|
26 |
Genel |
özellikle hileli kazanç elde etmek için (hileyle veya korkutarak) bir düşmanlık veya karşıtlığın üsteden gelmek |
muscle f.
|
|
27 |
Genel |
baskı makinesinin üzerindeki ambalajlama kısmına daha güçlü baskı elde etmek için eklenen malzemeyi hazırlamak |
overlay f.
|
|
28 |
Genel |
kazanç elde etmek için araç olarak kullanmak |
parlay f.
|
|
29 |
Genel |
(birinin yeteneğinden) maddi başarı elde etmek için istifade etmek |
parlay f.
|
|
30 |
Genel |
elde etmek için açgözlülükle çabalamak |
scamble [obsolete] f.
|
|
31 |
Genel |
kazanç elde etmek için risk alan |
entrepreneurial s.
|
|
32 |
Genel |
ılımlı sonuçlar elde etmek için ılımlı çözüm içeren (süreç) |
mellow s.
|
|
33 |
Genel |
(siyasi avantaj elde etmek için) detaylı plan ve entrikalar ile karakterize olan |
byzantine s.
|
|
34 |
Genel |
istenen sonucu elde etmek için ilgili ögelerin miktarında tasarruflu olan |
oeconomical s.
|
|
35 |
Genel |
nasıl işlediklerini anlatmadan bir çözüm elde etmek için kademeli prosedürler kullanan |
cookbook s.
|
|
Phrasals |
|
36 |
Öbek Fiiller |
elde etmek için çaba sarf etmek |
reach after f.
|
|
37 |
Öbek Fiiller |
bir sonuç elde etmek için uğraşmak |
battle it out f.
|
|
38 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi elde etmek için) peşinde olmak |
set out after f.
|
|
39 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi elde etmek için) peşinden koşmak |
strive after something f.
|
|
|
40 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi biri/bir şey) için elde etmek |
get (something) for (someone or something) f.
|
|
41 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey) için elde etmek |
get (something) for (someone or something) f.
|
|
42 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) elde etmek için çabalamak |
battle for f.
|
|
43 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi almak/elde etmek için biriyle pazarlık etmek |
bargain for f.
|
|
44 |
Öbek Fiiller |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birleştirmek |
splice together f.
|
|
45 |
Öbek Fiiller |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birbirine eklemek |
splice together f.
|
|
46 |
Öbek Fiiller |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi bir araya getirmek |
splice together f.
|
|
47 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) elde etmek için (bir şey) yapmak/harcamak |
put (something) toward (something) f.
|
|
48 |
Öbek Fiiller |
biri için bir şeyi elde etmek |
get something for someone f.
|
|
49 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi almak/elde etmek için savaş vermek |
battle for something f.
|
|
50 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi almak/elde etmek için savaşmak |
battle for something f.
|
|
51 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi elde etmek için mücadele etmek/çekişmek |
battle for something f.
|
|
52 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi elde etmek/kazanmak için uğraşmak |
battle for something f.
|
|
53 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi elde etmek/kazanmak için kavga vermek |
battle for something f.
|
|
54 |
Öbek Fiiller |
bir şey elde etmek için çekişmek |
battle out f.
|
|
55 |
Öbek Fiiller |
bir sonuç elde etmek için uğraşmak |
battle something out f.
|
|
56 |
Öbek Fiiller |
(bir şey elde etmek için) biriyle samimiyet kurmak |
buddy up to (someone) f.
|
|
57 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) elde etmek için gelmek |
come for (someone or something) f.
|
|
58 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) elde etmek için uğraşmak |
get after (something) f.
|
|
59 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) için (bir şey) elde etmek |
obtain (something) for (someone or something) f.
|
|
60 |
Öbek Fiiller |
için (bir şey) elde etmek |
procure (something) for f.
|
|
61 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) elde etmek için komplo düzenlemek/gizli plan yapmak |
scheme for (something) f.
|
|
62 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) elde etmek için peşine düşmek/kovalamak |
set after (something) f.
|
|
63 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) elde etmek için uğraşmak/çabalamak |
set after (something) f.
|
|
64 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) elde etmek için yarışmak/çabalamak |
vie for (something) f.
|
|
65 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) elde etmek için yarışmak/çabalamak |
vie over (something) f.
|
|
66 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir şey) elde etmek için rekabet etmek |
vie with (one) for (something) f.
|
|
67 |
Öbek Fiiller |
(biriyle bir şey) elde etmek için rekabet etmek |
vie with (one) over (something) f.
|
|
68 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) elde etmek için savaşmak |
war over (something) f.
|
|
69 |
Öbek Fiiller |
elde etmek için dil dökmek |
pitch for f.
|
|
Phrases |
|
70 |
İfadeler |
(bir şey) elde etmek için |
in the interest of (something) expr.
|
|
Proverb |
|
71 |
Atasözü |
istediğini elde etmek için bazı zorluklara katlanman gerekebilir |
the cat would eat fish, but would not wet her feet
|
|
72 |
Atasözü |
istediğini elde etmek için bazı zorluklara katlanman gerekebilir |
the cat would eat fish, but would not wet her feet
|
|
73 |
Atasözü |
bir şeyi elde etmek için onu istemek gerekir |
a dumb priest never got a parish
|
|
74 |
Atasözü |
elde etmek istediğin şey için savaşmalısın/mücadele etmelisin |
cat in gloves catches no mice
|
|
Colloquial |
|
75 |
Konuşma Dili |
(bir şey) elde etmek/almak için çok uğraşmak/çalışmak |
be out for (something) f.
|
|
76 |
Konuşma Dili |
etkili sonuçlar elde etmek için gelişmiş teknoloji kullanan |
whizzy s.
|
|
77 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi) elde etmek için ne yapıyorsun/yapıyorsunuz? |
what do you do for (something)? expr.
|
|
Idioms |
|
78 |
Deyim |
en iyi sonucu elde etmek için uygulanan bekleme taktiği |
waiting game i.
|
|
79 |
Deyim |
bir şeyi elde etmek için dişini tırnağına takmak |
fight tooth and nail f.
|
|
|
80 |
Deyim |
bir şeyi elde etmek için dişini tırnağına takmak |
fight tooth and claw f.
|
|
81 |
Deyim |
(bir şeyi elde etmek için) gerekenden fazlasını yapmak |
go the extra mile f.
|
|
82 |
Deyim |
hızlıca gelir/fayda elde etmek için aileden kalan değerli şeyleri satmak |
sell the family silver f.
|
|
83 |
Deyim |
hızlı fayda/para elde etmek için değerli bir bir şeyi elden çıkarmak |
sell the family silver f.
|
|
84 |
Deyim |
(bir şeyi yapmak için) ilk şansı elde etmek |
get the first crack at (something) f.
|
|
85 |
Deyim |
(bir şeyi yapmak için) ilk şansı elde etmek |
have (the) first crack at (something) f.
|
|
86 |
Deyim |
bir şey elde etmek için bir plan yapmak |
work (one's) ticket f.
|
|
87 |
Deyim |
bir şey elde etmek için yaklaşmak |
go (in) for the kill f.
|
|
88 |
Deyim |
bir şey elde etmek için yaklaşmak |
go for the kill f.
|
|
89 |
Deyim |
(bir şeyi) elde etmek/yakalamak için hamle yapmak |
make a grab at (something) f.
|
|
Trade/Economic |
|
90 |
Ticaret/Ekonomi |
bankanın maksimum kar elde etmek için yatırımcıyı kaybetme riskini göze alma yaklaşımı |
casino banking i.
|
|
91 |
Ticaret/Ekonomi |
satış fiyatını elde etmek için net fiyata ilave edilen tutar |
markup i.
|
|
92 |
Ticaret/Ekonomi |
satış fiyatını elde etmek için net fiyata ilave edilen tutar |
mark-up i.
|
|
93 |
Ticaret/Ekonomi |
işletmede kar elde etmek için inovasyon ve risk alma sanatı |
entrepreneurship i.
|
|
94 |
Ticaret/Ekonomi |
getiri elde ederken riski minimize etmek için yapılan fon taahhüdü |
investment i.
|
|
95 |
Ticaret/Ekonomi |
bir malı başka bir mal elde etmek için talep etmek |
derived demand f.
|
|
96 |
Ticaret/Ekonomi |
birkaç vergi alanından faiz vergi gideri elde etmek için tek bir borçlanma senedi kullanmak |
double-dip [us] f.
|
|
97 |
Ticaret/Ekonomi |
hızlıca küçük karlar elde etmek için alıp satmak |
scalp f.
|
|
98 |
Ticaret/Ekonomi |
kazanç elde etmek için bir proje veya şirkete yatırılmamış |
uninvested s.
|
|
Law |
|
99 |
Hukuk |
siber bir suçun işlenip işlenmediğine dair kanıt elde etmek için siber ipuçlarını inceleyen bilim |
forensics i.
|
|
Institutes |
|
100 |
Kurum/Kuruluş |
abd'nin dünya çapında istihbarat elde etmek için gereken teknolojiye sahip olmasını sağlamakla görevli savunma bakanlığı kuruluşu |
national reconnaissance office i.
|
|
Industry |
|
101 |
Sanayi |
terebentin elde etmek için ağaç kabuklarını kesen işçi |
chipper i.
|
|
102 |
Sanayi |
ürün imalatında belirli nitelik veya nicelikler elde etmek için malzemeleri karıştıran kimse |
compounder i.
|
|
103 |
Sanayi |
birlikte kullanılıp hoş bir kontrast elde etmek için tasarlanmış ürünler |
coordinates i.
|
|
Technical |
|
104 |
Teknik |
uçak veya gemi inşası gibi işlerde düz orta hat elde etmek için kullanılan çizgi |
ramline i.
|
|
105 |
Teknik |
eski dönemlerde demir oksit elde etmek için kullanılan silis tabanlı ocak |
catalan forge i.
|
|
106 |
Teknik |
baskı makinesinin üzerindeki ambalajlama kısmına daha güçlü baskı elde etmek için eklenen kağıt parçası gibi malzeme |
overlay i.
|
|
107 |
Teknik |
açıklık elde etmek için kesme makinesinden küçük bir miktar kesmek |
relieve f.
|
|
108 |
Teknik |
doğal bir unsuru elde etmek için işlemek |
mine f.
|
|
109 |
Teknik |
(özellikle terebentin elde etmek için) ağaç kabuğundan parça kesmek |
chip f.
|
|
110 |
Teknik |
(askeri) hava üstünlüğü elde etmek için bölgeyi düşmandan temizlemek |
clear f.
|
|
Computer |
|
111 |
Bilgisayar |
(dosya, ağ için) yetkisiz erişim elde etmek |
hack f.
|
|
Textile |
|
112 |
Tekstil |
belirli özellikleri elde etmek için yün harmanlama metodu |
topmaking i.
|
|
113 |
Tekstil |
dokumada istenen deseni elde etmek için çözgüyü gücü takımlarından geçirme |
draft i.
|
|
114 |
Tekstil |
giyimde çeşitli kombinasyonlar elde etmek için birbiri yerine giyilebilen parçalar |
separates i.
|
|
115 |
Tekstil |
(pamuklu kumaşı) parlak yüzey elde etmek için perdahlamak |
schreiner f.
|
|
116 |
Tekstil |
(pamuklu kumaşı) parlak yüzey elde etmek için perdahlamak |
schreinerize f.
|
|
117 |
Tekstil |
(pamuklu kumaşı) parlak yüzey elde etmek için perdahlamak |
schreinerise f.
|
|
Architecture |
|
118 |
Mimarlık |
ışık ve gölge oyunları yaratarak dekoratif görüntü elde etmek için kullanılan dar ve kesintisiz yüzey |
moulding i.
|
|
Marine |
|
119 |
Denizcilik |
2'ye 1 mekanik avantaj elde etmek için bir bloğun kullanıldığı makara sistemi |
whip i.
|
|
Medical |
|
120 |
Medikal |
ekokardiyogram elde etmek için yapılan işlem |
echocardiogram i.
|
|
121 |
Medikal |
ekoensefalogram elde etmek için yapılan işlem |
echoencephalogram i.
|
|
122 |
Medikal |
elektrokardiyogram elde etmek için yapılan işlem |
electrocardiogram i.
|
|
123 |
Medikal |
daha iyi görüntü elde etmek için damarlara veya fallop tüplerine verilen, küçük gaz kabarcıklarından oluşan ve ultrason ile kullanılan bir kontrast madde |
microbubbles i.
|
|
124 |
Medikal |
kafatasının projeksiyonlarını elde etmek için kullanılan bir cihaz |
diopter [us] i.
|
|
125 |
Medikal |
kafatasının projeksiyonlarını elde etmek için kullanılan bir cihaz |
dioptre [uk] i.
|
|
Veterinary |
|
126 |
Veterinerlik |
bir patojene karşı bağışıklık kazandırılmış ve kan serumu elde etmek için kan alınan hayvan |
bleeder i.
|
|
Food Engineering |
|
127 |
Gıda |
süt ineklerinden elde edilen süt ve sütyağını test etmek için eğitilmiş teknisyen |
herd tester [new zealand] i.
|
|
128 |
Gıda |
maden suyu elde etmek için suya mineral ekleme |
mineralization i.
|
|
129 |
Gıda |
maden suyu elde etmek için suya mineral ekleme |
mineralisation i.
|
|
Gastronomy |
|
130 |
Mutfak |
malt elde etmek için arpayı sıcak su ile karıştırmak |
mask [uk] f.
|
|
Math |
|
131 |
Matematik |
başka bir sistemdeki logaritmaları elde etmek için tüm doğal logaritmalarının çarpılması gereken sayı |
modulus of a system of logarithms i.
|
|
132 |
Matematik |
matematiksel işlemde kesin sonuç elde etmek için gerekli olan yöntem |
rule i.
|
|
Chemistry |
|
133 |
Kimya |
düşük molekül ağırlıklı bir dizi madde elde etmek için zincir aktarım ajanı ile polimerleşme |
telomerization i.
|
|
134 |
Kimya |
düşük molekül ağırlıklı bir dizi madde elde etmek için zincir aktarım ajanı ile polimerleşme |
telomerisation i.
|
|
135 |
Kimya |
(peroksit elde etmek için) oksijen ile birleştirmek |
suroxidate f.
|
|
Botanic |
|
136 |
Botanik |
eskiden kalsiyum karbonat elde etmek için yakılan bir cezayir bitkisi |
halogeton souda i.
|
|
137 |
Botanik |
meksika ve güneybatı abd'ye özgü olup kauçuk elde etmek için yetiştirilen, uzun gümüşi yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri bulunan çok dallı bir bitki |
huayule i.
|
|
Agriculture |
|
138 |
Tarım |
saman elde etmek için uygun uzunlukta ot |
top grass i.
|
|
139 |
Tarım |
saplardaki tomurcuklardan yeni mahsul elde etmek için şeker kamışı gövdelerinin yerleştirildiği karık |
windrow i.
|
|
140 |
Tarım |
saplardaki tomurcuklardan yeni mahsul elde etmek için şeker kamışı gövdelerinin yerleştirildiği karık |
winrow i.
|
|
Breeding |
|
141 |
Hayvancılık |
kısa tüylü, kıvırcık veya postsuz ırklar elde etmek için seçerek çiftleştirmek |
rex f.
|
|
Fishery |
|
142 |
Balıkçılık |
ani bir gerilim elde etmek için (balığı) oltanın ucuna bastırarak savurmak |
butt f.
|
|
Social Sciences |
|
143 |
Sosyal Bilimler |
trans insanların göğüs bölgelerinde feminen bir görünüm elde etmek için başvurduğu cerrahi müdahale |
top surgery i.
|
|
Literature |
|
144 |
Edebiyat |
edebi eserde belirli bir sanatsal etki elde etmek için kullanılan şey |
device i.
|
|
History |
|
145 |
Tarih |
amerikan sivil savaşından sonra bireysel çıkar elde etmek için kuzeyden güneye göç eden yerli |
carpetbagger i.
|
|
Philosophy |
|
146 |
Felsefe |
sokrates'in öğrencilerinden hakikati elde etmek için kullandığı, soru ve cevaba dayalı bir öğretme yöntemi |
maieutic method i.
|
|
147 |
Felsefe |
sokrates'in öğrencilerinden hakikati elde etmek için kullandığı, soru ve cevaba dayalı bir öğretme yöntemi |
maieutics i.
|
|
Meteorology |
|
148 |
Meteoroloji |
(bulutu) suni yağış elde etmek için tohumlamak |
seed f.
|
|
Military |
|
149 |
Askeri |
mesleği öğrenmek ve askeri kariyer elde etmek için rütbesiz olarak orduya katılan soylu erkek |
caddie [origin] i.
|
|
Art |
|
150 |
Sanat |
mermerli bir görünüm elde etmek için boyanın kabaca katlanmış bir bezle uygulandığı bir dekorasyon tekniği |
rag-rolling i.
|
|
Photography |
|
151 |
Fotoğrafçılık |
yeterli görüntü kalitesi elde etmek için lensin odaklanabileceği mesafeyle ilgili |
hyperfocal s.
|
|
Printery |
|
152 |
Matbaa |
önlü arkalı on altı sayfa elde etmek için katlanan dört kağıt |
quire i.
|
|
153 |
Matbaa |
bir kitabı resimlendirmek için gerekli görsel malzemeyi başka kitaplardan elde etmek |
grangerize f.
|
|
154 |
Matbaa |
bir kitabı resimlendirmek için gerekli görsel malzemeyi başka kitaplardan elde etmek |
grangerise f.
|
|
Slang |
|
155 |
Argo |
(bir şeyi) elde etmek için yaltaklanarak lafı dolandırmak |
dry beg f.
|
|